@unutulmaz.kareler
daha dünmüş gibi hatırlıyorum tatillerde babaannemin evine gidince ilk iş büyük bir merak ve heyecanla okurdum her sayfasını tek tek...
Blog Listem
23 Kasım 2022 Çarşamba
11 Kasım 2022 Cuma
Atam izindeyiz her daim ...Rahat uyu...
9 Kasım 2022 Çarşamba
NAİF BİR ANI...2 MUM..
![]() |
OKUDUM...SEVDİM...PAYLAŞTIM... |
12 Eylül döneminde Bülent Ecevit, bazı yazılarından dolayı tutuklanır ve Ulucanlar Cezaevi’ne gönderilir. Çiftin ayrılığının bir kısmı da yılbaşına denk gelmektedir.
Rahşan Ecevit, üzerinde kız ve erkek resimleri olan iki tane mum alır. Kız resimli mumu eşine, erkek resimli olanı ise kendine saklayarak;
"Yılbaşını birlikte geçirmiş gibi yapalım. Bu mumları aynı anda saat 24.00’e beş kala yakalım" der eşine ve o yılbaşı böyle hüzün dolu geçer.
Bülent Ecevit, cezaevinden çıktıktan sonra eşinin verdiği mumu saklayıp evine götürür. Rahşan Hanım da aynı mumu saklamıştır. İki mumu yan yana koyup yakarlar ve bundan sonra o mumları hep yakmak için birbilerine söz verirler. Hatta birisi, diğerinden önce ölürse kalan kişi mumları yakmaya devam edecektir.
O mumlardan erkek resimli olan 16 yıl önce söndü. Bülent Ecevit’i saygı ve rahmetle anıyorum.
5 Kasım 2022 Cumartesi
DEPREMLE UYANDIK ÇOK KORKTUK....
2 Kasım gecesi 4,9 luk bir
sarsıntıyla yataklarımızdan fırladık
maalesef..inanmayacaksınız ama
ben 30Ekim büyük izmir depreminde
bu kadar korkmamıştım..
Bu seferki çok acaip bir sarsıntıydı
Deprem mi oldu mahallede bomba mı patladı..
O derece farklı gürültülü kabus bir sarsıntıydı...
O gece salonda kanepede uykuya dalmıştım..
O sarsıntıyla uyanıp kızımın odasına koşmaya
çalışırken kısacık koridorumuz bitmek bilmedi..
O koridorda kızıma son birkez sarılamadan
öleceğimi düşündüm..
Gerçekten kabus gibi bir geceydi..
Allah beterinden korusun demek dışında söylenecek söz bulamıyorum...
Kasım ayı hepimiz için keyfile huzurla ve sağlıkla geçsin inşallah...
![]() |
Bu aralar ben Crown dizisini izliyorum. Diziyi her bakımdan çok beğendim . Kasım ayında 5.sezonu başlayacağı için çok mutluyum.. Sizler ne izliyorsunuz..Tavsiyeleriniz var mı... |
27 Ekim 2022 Perşembe
EYLÜL BİTTİ EKİM BİTMEK ÜZERE....TEK DAMLA DÜŞMEDİ BURALARA....
AYVALIK LOR TATLISINİN TARİHÇESİ : İBRAHİM ÜZÜMCÜ (1903-1971) Meşhur olan ünü Türkiye ye yayılan Ayvalık lor tatlısı bir Girit tatlısıdır.ilk zamanlar Gritte yapimına başlayan bu tatlı mübadele zamanı 1923 de İbrahim Üzümcü (stafil) tarafından Ayvalık a gelip burda dükkan açmasıyla başlar ..Gritte yaptıgı bu lezzeti burda devam ettirir.Dükkanı şu anki at arabıcalar meydanındaydı. (Eski halinde binalar olan bu alan zamanında istimlak olmuştur )Tabiki ozamanın nefis loru içine yalnızca un konulurdu yani günümüzde kullanılan yumurta ve irmik kullanılmazdı Gerçek lor tatlısında lor ve irmik yoktu İrmik şerbet cektigi için kilo basar tabiki satıcıya parasal olarak kazanç sağlar işte eski insanlar böyle saf duygularla ticaret yapmıslardır İbrahim efendi yanına kayıncosu Mehmet Mas ı almis onada bu mesleğin tüm ayrıntılarını öğretmistir .Birde Badem ezmesinide güzel yapan İbrahim efendi Atatürk ün Ayvalık a gelişlerinde pasamıza ürünlerinden ikram etmiş Büyük önderimizin hoşuna gitmiş kendisini takdir etmiştir .2 ci Dünuya savası çıktığında şeker kıtlığı baslamıs 1945 yılında dükkanını kapatma zorunda kalmıstır Bir müddet sonra Kayıncosu Mehmet Mas ve Tatlıcı Mehmet Ali birlikte Talatpaşa caddesinde dükkan acmislardır Günümüze kadar gelen bu güzel lezzetin Başta Mucidi İbrahim Üzümcü olmak uzere Mehmet Mas Talıcı Mehmet Ali Miray usta Tatlıcı Talat Tascıoglu nunda büyük emekleri vardır Bu büyük ustatları rahmetle anıyoruz .Ayrıca Miray ustamıza uzun saglıklı ömürler dileriz ..(arşiv Güneş İrden Kurt )...BİR ZAMANLAR AYVALIK
1 Yoru |
24 Eylül 2022 Cumartesi
23 EYLÜL EKİNOKS ...RESMEN SONBAHAR BAŞLADI...
21 Eylül 2022 Çarşamba
BİR HİKAYE ....
![]() |
Sosyal medyada dolanırken denk geldiğim ve beğendiğim hikayeleri sizlerle paylaşıyorum zaman zaman...Umarım beğenirsiniz...Sevgilerimle.... |
Bir gün, kurdun biri aç kalınca kasabaya inmiş.
Sütçünün süt çanağını devirmiş içmiş, fırıncının tezgâhından ekmeğini almış yemiş, kasabın vitrininden bir but kapmış mideye indirmiş. Kasabanın tüm köpekleri toplanmış ve kurdu yakalamak için ardı sıra koşturmuşlar. Kurt önde köpekler arkada, amansız bir kovalamaca, koşuşturmacadır devam etmiş. Sütçünün köpeği yorulmuş takibi bırakmış. Bir müddet daha geçince fırıncının köpeği yorulmuş kurdu takibi bırakmış. En son kasabanın çıkışına yakın kasabın köpeği de pes etmiş ve geriye dönmüş. Kurdun arkasında kala kala bir tek demircinin köpeği kalmış. Kurt önde demircinin köpeği arkada amansız ve ısrarlı bir kovalamaca devam ediyormuş. Artık kasabadan çıkılmış, kırlara varılmış ve tepelere doğru çıkılmaya başlanmış. Kurt dayanamamış, durmuş ve demircinin köpeğine öfkeyle seslenmiş; “Yahu arkadaş, sütçünün sütünü içtim, fırıncının ekmeğini yedim, kasabın etini kaptım, buna rağmen bunlar bile pes etti peşimi bıraktı. Lan ben demirciye ne yaptım da peşimi bırakmıyorsun”. Kurdun anlamadığı nedir? Şudur: Demircinin köpeği menfaat peşinde değil, sadece adalet peşinde. Kurdun kafasındaki sistem karşılıklı menfaate dayalı kapitalist sistem. Demircinin köpeğindeki ise evrensel hukuk; “Seni cezalandırmam için bana zarar vermen şart değil. Sen başkalarına zarar verdiğin için suçlusun.” Diye düşünüyor demircinin köpeği. O yüzden kurtlar, (iki ayaklılar dahil) demircinin köpeği gibi yalnızca hak peşinde koşanları asla anlayamayacaklar ve aptalca bulacaklardır. Ama demircinin köpekleri de her zaman var olacaktır. Olmalıdır. |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
10 NİSAN 2025 PERŞEMBE GÜNEŞLİ VE SERİN BİR BAHAR GÜNÜ
Uzun zamandır içimden birşey paylaşmak gelmedi.. Ülkemizde yaşanan demokrasi adına utanç verici ve üzücü gelişmeler nedeniyle nefes alamadı...

-
Sağlıklı huzurlu keyifli bir hafta olsun inşallah hepimize... BİZDEN VE DÜNYADAN HABERLER 61. Grammy Ödülleri...
-
Hayırlısı ile başladık yeni haftaya.. güzel geçsin inşallah... Yarın ilk cemre düşüyormuş.. Haftanın en güzel haberi bu sa...
-
Haftasonu da çok soğuktu bugün de sabahleyin işe gelirken dondum vallahi: gündüz:13 gece ise 5 derece civarıymış... Yalancı bahar...