Blog Listem

25 Şubat 2019 Pazartesi

25 ŞUBAT 2019 PAZARTESİ ÇOK SOĞUK BUGÜN..HANİ CEMRELER DÜŞÜYORDU AMA YAAA...

Haftasonu da çok soğuktu bugün de
sabahleyin işe gelirken  dondum vallahi:
gündüz:13 gece ise 5 derece civarıymış...
Yalancı bahardan sonra üşümek 
acı oldu birazcık sanki...
Yeni hafta hepimiz için
huzurlu keyifli geçsin inşallah...
Günler uzamaya devam...
Akşama kış türlüsü,makarna,
cacık,tahin-pekmez
harika ...afiyetle..
2019 OSCAR ÖDÜLLERİ DÜN SAHİPLERİNİ BULDU,..

Rami MALEK  Bohemyian Rhapsody de gönlümün oscarını kazanmıştı ki 
gerçekten de bu yılki En İyi Aktör  Oscarına layık görüldü.
  1. En iyi yönetmen Oscar'ının kazananı Roma filmiyle Alfonso Cuarón oldu.
  2. En iyi erkek oyuncu Oscar'ı Bohemian Rhapsody filminde Freddie Mercury'yi canlandıran Rami Malek'in oldu.
  3. En iyi kadın oyuncu Oscar'ını The Favourite filmiyle İngiliz oyuncu Olivia Colman kazandı.
  4. Bohemian Rhapsody, en iyi erkek oyuncu kategorisi dışında en iyi ses efekti, en iyi ses kurgusu ve en iyi kurgu Oscar'larını aldı.
  5. Ödül töreninin ilk kazananı, en iyi yardımcı kadın oyuncu kategorisiyle Regina King oldu.
  6. Black Panther en iyi prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı ve en iyi film müziği ödülleriyle üç Oscar kazandı.
  7. Lady Gaga ve Bradley Cooper performansı en çok konuşulan an oldu

BİR KİTAP
Adanmışlıklarla ayrılmış,
 trajediyle birleşmiş iki kardeş.
Geçmişle lanetlenmiş bir kadın.
Devrimle darmadağın olmuş bir ülke.
Kendi yitmiş, bedeli kalmış bir aşk.
Günümüzün en önemli yazarlarından
Pulitzer ödüllü Jhumpa Lahiri'den,
üç nesil ve iki ülkeye yayılmış

büyüleyici bir roman.

Şu anda okuduğum kitap ve

 elimden bırakamıyorum

harika ...

BİR FİLM/BİR YILDIZ DOĞUYOR

Yetenekli ancak bilinmeyen Ally'yi keşfedince
düşüşün eşiğine gelen bir country müzik yıldızı
olan Jackson Maine'i konu alıyor.
Jackson Maine, kariyerinde düşüş gösteren bir müzisyendir.
Henüz keşfedilmemiş genç bir yetenek olan Ally ile tanışır
ve ikili birbirlerinden hemen etkilenir.
İkili tutkulu bir aşk yaşamaya başlar ve
Ally'nin yeteneğinin farkedilmesi için çalışan
Jackson onu sahnenin büyülü dünyası ile tanıştırır. 

2019 En İyi Film Şarkısı Oscarını kazandı..
Sinemlarda kaçırdığıma yandığım bir film oldu bu da.. 
neyse internet sağolsun....



BİR DEKORASYON FİKRİ
Renkler içimi açtı...

BİR MOTİF/BİR FİKİR
Hoş basit bir kapı süsü
 sıcacık renkler birarada...

HERGÜNE BİRAZCIK İNGİLİZCE

SAĞLIKLI YAŞAM/SAĞLIKLI BESLENME

TARİHTE İLKLER/İLK PİYANO

Floransalı Bartolomeo Cristofori 1711 yılında
"Piyano e forte" hem hafif hem kuvvetli çalınabilir adlı
yeni bir müzik aleti icat etti.
Bu çalgı üzerinde hem hafif seslerin
hem de kuvvetli seslerin çıkartılması olanaklıydı.
Bunun için adına italyanca "hafif ve kuvvetli" anlamına gelen
"Piyano e forte" dendi.
Yeni bir icat sayılan piyanonun sesleri
meşin kaplı küçük seslerin tuşlar aracılığıyla
harekete geçirilerek tellere vurması ile elde ediliyordu.
Aletin mekanizması sesler sayısında küçük çekiçler ,
o çekiçleri harekete geçiren manivelalar ve
bir de tellerin titremesini durduran

susturucu çuha bölümü bulunuyordu. 

Zorlu Hayat Yolculuğumuzda

 Dursun Aklımızın Bir Köşesinde diye....

VallAhi ben bunun canlı kanlı şahidiyim...

Karmanın da felsefesi bu bence...

İncitmekten ve Kibirden korkun...

Uzak kalın...Kaçın Kardeşim ....

Ben büyük dersler aldım ...
Çok olgunlaştım çok....



BİR TARİF/SÜTLÜ DOMATES ÇORBASI



Bu soğuklarda sıcacık bir çorba en iyisi bence...


5 yemek kaşığı zeytinyağı
2 tepeleme yemek kaşığı un
3 tepeleme yemek kaşığı domates salçası
2 adet orta boy domatesin rendesi
5 su bardağı soğuk su
2 su bardağı soğuk süt
1 adet tavuk bulyon tablet
1 çay kaşığı tuz, karabiber 4 çay kaşığı kuru nane
(Üzerine) 1 su bardağı rendelenmiş taze kaşar peyniri


DÜNYAMIZIN NEŞESİ SÜSLERİ KÖŞESİ
buram buram bahar kokuyor bu resim...

YOLCULUK NEREYE?/ASSOS BEHRAMKALE

Muhteşem bir manzaraya karşı,
kayalıklar üzerine kurulmuş, merak uyandırıcı bir şehir…
Antik zamanların gözde yerleşim yerlerinden biri ve
uygarlıkların paylaşamadığı büyülü kent Assos;
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde yer alan,
Edremit Körfezi’nin kıyısında kurulmuş bir antik kenttir.
Assos çok sayıda gezilecek merkezi barındırır bünyesinde.
Görülmesi gereken ilk noktalardan biri şüphesiz ki
Assos Harabeleri adı ile bilinen antik kent kalıntılarıdır.
Tam da tepede yer alan Athena Tapınağı olmazsa olmaz ziyaret noktasıdır.
Bu tapınak adeta Assos’un bir simgesi olduğundan büyük önem taşır.
Sonrasında Behram Kalesi, Kadırga Koyu, Hüdavendigar Camii,

Antik Liman ve benzeri çok çok nokta sıralanabilir. 

MASALLAR/HİKAYELER/FIKRALAR/BİLMECELER

Bir Şarkıcıyla Bir Memurun Hikayesi 

Aydın’da tren istasyonunda işçi olarak çalışan babası bir kaza sonucu vefat etti.
Sonra da evleri bir yangında kül oldu.
Anne, çocuğunu alıp iş bulma ümidiyle İzmir’e taşındı.
Ama nafile... Anne, parasızlıktan oğlunu yetimhaneye bırakmak zorunda kaldı.
Çocuğun babası ölmüş, annesi de bırakıp gitmişti.
Okuldan arta kalan vakitlerinde kah hırdavatçıda kah elektrikçide çıraklık yaptı,
Fransızca öğrenmeye çalıştı. Gitar dersleri aldı.
Askerliğini Akhisar Orduevinde müzisyen olarak görev yaptı.
Tezkereden sonra İzmir Kordon’daki Marmara Gazinosu’na girdi.
Şarkı söyleyip, gitar çalarak para kazanıyordu artık. 
İzmir’den sonra İstanbul’da çeşitli gazinolarda boy gösterdi.
Ankara’dan davet aldı.
Maltepe’deki Bomonti Gazinosu’nda çalıp söyleyecekti.
Henüz tanınan bir şarkı değildi, az kazanıyordu.
En ucuz yer neresi?” diye sordu, “Hergele Meydanı’na git” dediler.
Gitti şarkıcı, kötü bir pansiyonda, tek göz oda buldu.
Fakat bir oda arkadaşıyla kalmak zorundaydı.
Bu, kirayı bölüşecekleri için iyiydi,
fakat kim olduğunu bilmediği bir adamla kalacağı için de endişeliydi. 
Sabaha kadar Bomonti’de çalıp söylüyor,
gün ağarınca pansiyona gidip yatıyordu.
Oda arkadaşı tam tersi saatlerde kullanıyordu odayı.
Adam memurdu, sabahın köründe işe gidiyor, gece gelip yatıyordu.
Biri memur, diğeri müzisyen…
Aylarca birlikte kaldılar ama bir türlü denk gelip tanışamadılar.
Birbirilerini göremiyorlardı çünkü. Sonunda bir gün denk geldiler,
konuştular, sevdiler birbirlerini; tesadüf o ki, ikisi de yıllar içinde
Türk sanat hayatına damgasını vurdular.
Memur, bir gün Bomonti’de dinlemişti şarkıcıyı ve büyülenmişti
Yurt dışına gidersen sesinin kıymetini bilirler, imkânın varsa git!” demişti. 
Şarkıcı Ankara’dan sonra İstanbul Maksim’de çıkmaya başladı.
Ünleniyordu yavaş yavaş. Patron 20 lira maaş veriyordu o zaman,
şarkıcı ise maaşının 30 lira olmasını istiyordu.
Velhasıl anlaşamadılar. Şarkıcının aklına pansiyondaki memurun sözleri geldi,
şansını denemek için Fransa’ya gitti.
Paris’te Jezabel şarkısıyla dikkatleri üzerine çekti,
onte Carlo’da ses müsabakasında birinci oldu.
Şöhretin kapıları açılıyordu artık. Fecri Ebcioğlu onun için şarkılar yazdı.
Yetimhanede kalırken öğrendiği o Fransızcasıyla,
Fransızlara Fransızca şarkılar söyledi,
tüm dünya bizim yetimhanede büyüyen şarkıcıyı tanıyordu.
Vatana, millete, İzmir’e, e haliyle Atatürk’e aşıktı.
Bir gün Charles Anzavour Türkler hakkında ileri geri konuştu,
dayanamadı bizimki, yumruk atıp karakolluk oldu. 
Fransa’da 15 yıl içinde 32 film çevirdi,
Brigitte Bardot ile birçok filmde başrol oynadı,
ardot’nun en yakın arkadaşlarından biri oldu.
Yetimhanede okurken kendisini geliştiren bu kişi
bir başarının örneği olarak karşımıza çıktı.
Yazar Tolga Aydoğan olarak paylaştığım bu kişilerin kaderi
Ankara’daki bir pansiyon odasında kesişmişti.
Vefatları da aynı şekilde gerçekleşti;
şarkıcı İstanbul Yeşilköy Havalimanında beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti,
memur ise çukura düşüp beyin kanaması geçirerek…
im miydi bu kişiler? Şarkıcının adı İzmir’le özdeşleşmiş olan Dario Moreno’ydu.
Peki ya pansiyondaki oda arkadaşı?
O yıllar PTT’de memur olarak görev yapan Şair Orhan Veli’den başkası değildi.
Evet, tesadüfi bir şekilde bu iki ünlü sima
Ankara’da Hergele Meydanı’nda aylar boyu aynı odada arkadaşlık yapmışlardı. 
Yazar Tolga Aydoğan
www.tolgaaydogan.com 


18 Şubat 2019 Pazartesi

18 ŞUBAT 2019 PAZARTESİ ÇOK ŞÜKÜR GÜNEŞLE BAŞLADIK YENİ HAFTAYA...

Hayırlısı ile başladık yeni haftaya..

 güzel geçsin inşallah...
Yarın ilk cemre düşüyormuş..

Haftanın en güzel haberi bu sanırım..

Bu sene yeterince üşüdük 

artık güneş ışıtsın içimizi dışımızı lütfen

gündüz :13 gece :6 dereceymiş...


Halk takvimi ve inanışına göre,
"Ateş", "kor" anlamına gelen cemrenin
kasım günlerinin 100. gününden
5 gün sonra cemrelerin düşmeye başlıyor.
Cemrenin birer hafta aralıkla havaya,
suya ve toprağa düştüğüne inanılıyor.
Üç tane olan cemrenin birincisi havaya
(19-20 Şubat), ikincisi suya (26-27 Şubat) ve
üçüncüsü de (5-6 Mart) toprağa düşer.
"Cemre düşmesi" hayvancılıkla uğraşanlar için
soğuk nedeniyle dışarıya çıkartamadıkları 
hayvanların otlaklara kavuşma zamanının
 yaklaştığını,tarımla uğraşanlar için de 
toprağın işlenmedönemine gelindiğini ifade ediyor.

Fırtına varmış maalesef...

Kuşların çiftleşme zamanı gelmiş..

Bizim ofisin arka tarafındaki kuşlar

bu nedenle cıvıldaşıp duruyorlar anlaşılan:))

Akşama da yemekte tavuk şinitzel,

patates kızartması, salata ve
cevizli kabak tatlısı varmış..
Bayılırım kabak tatlısına



DÜN (17 ŞUBAT) DÜNYA KEDİLER GÜNÜYMÜŞ..



Ben de bizim tüylü ponçiğin resimlerinden kolaj yaptım..

Herkese miyav miyav diyerek sevgilerini gönderdi:)))


Her yıl dünyanın birçok ülkesinde

Dünya Kediler Günü bugün kutlanıyor.

Uluslarası Kediler Günü ise 8 Ağustos'ta kutlanıyor.

İtalyanlar tarafından kedilerinönemine dikkat çekmek için
kabul edilen Kediler Günü,Amerika Birleşik Devletleri’nde
29 Ekim’de kutlanırken,Rusya’da 1 Mart’ta ve

Polonya’da 17 Şubat’ta kutlanıyor.

BİR KİTAP

Kafamda Bir Tuhaflık hem bir aşk hikâyesi

hem de modern bir destan.

Aşkta insanın niyeti mi daha önemlidir, kısmeti mi?

Mutluluk veya mutsuzluğumuz bizim seçimlerimize mi bağlıdır,

yoksa bizim dışımızda mı gelişip başımıza gelirler?

Kafamda Bir Tuhaflık bu sorulara cevap ararken

aile hayatıyla şehir hayatının çatışmasını,

kadınların ev içlerindeki öfke ve çaresizliklerini resmediyor. 


BİR FİLM/PHILADELPHIA

Eşcinsel olan yetenekli avukat Andrew Beckett,
çalıştığı hukuk bürosunda AIDS olduğu
fark edilince işten çıkarılır.
Kendisine nedeninin AIDS olduğunu
açıklamamalarına rağmen Beckett,
nedenin bu olduğundan emindir ve
bu hukuk bürosuna dava açmaya karar verir.
Başvurduğu avukatlarca bir süre reddedildikten
sonra, en sonunda Joe Miller'ı tutmayı başarır.


Film, müzikleriyle Oscar'ı hak etmiş, 

Tom Hanks'e de En İyi Erkek Oyuncu dalında
Oscar kazandırmış etkileyici bir drama.
Bir çoğunuz izlemiştir nerden nereye aklıma geldi...


BİR DEKORASYON FİKRİ/BİR KÖŞECİK
Duvar kağıtlarını oldum olası sevmişimdir...

DÜNYAMIZIN NEŞESİ SÜSLERİ KÖŞEMİZ..
İkisi de tatlıcık bunların....

BİR MOTİF/BİR FİKİR
oldukça basit gibi sanki...

HERGÜNE BİRAZCIK İNGİLİZCE

                           SAĞLIKLI YAŞAM/SAĞLIKLI BESLENME/SOĞAN
  • Soğan, antibiyotik, antiseptik, antimikrobiyal, antibakteriyel özellikleri ile hastalık ve enfeksiyonlardan uzak durmanıza yardımcı olur.
  • Yüksek ateş, grip, öksürük ve alerjilere iyi gelir. 
  • Soğan suyu ve balı karıştırarak bu tarz hastalıklarla kolaylıkla baş edebilirsiniz.
  • Küçük bir parça soğan koklamak burundaki kanamayı yavaşlatır ve durdurur.
  • Eğer sindirim sisteminizle ilgili probleminiz var ise soğan tüketmek, sindirim sisteminizi ve bağırsaklarınızı rahatlatacaktır.
  • Her gün soğan tüketmek ilerde yaşayabileceğiniz osteoporoz (kemik erimesi) dan sizi koruyacaktır.
  • Soğan suyu cilt yanıklarına, haşere ısırmalarına ve hatta arı sokmasına karşı çok etkilidir. 
  •  Canınız inanılmaz yanacaktır fakat iyileşme süreciniz aynı oranda hızlanacaktır.
  • Sıklıkla duyduğumuz soğanın kanserden koruma özelliği, özellikle beyin tümörlerinde, gırtlak ve kolon kanserlerini önlemede başrol oynar.
  • Güçlü bir hafıza ve sağlam bir sinir sistemi içinsoğan kullanmak zorunludur.


TARİHTE İLKLER/İLK OYUNCAK

Tarihte ilk oyuncağın M.Ö. 5. yy da
Mısır’da yapılan arkeolojik çalışmalar
sonucu bulunduğu görülmüştür.
Bu oyuncak ise çocukların tahtadan

yaptıkları atlardan başka bir şey değildi.



Mısır’da misket ve topaç benzeri oyuncakların da 

bulunduğu bilinmekte. Mısırlıların oyuncak
keşfindeki ilerleyişi medeniyet açısından
gösterdikleri gelişme ile doğru orantılı olmasından
gelmekte ve de çocuklara toplum içinde ne kadar
önem verdiğini göstermektedir.
Firavun mezarlarında bebek oyuncakların da
bulunması Mısırlıların gerçekten de oyuncak

konusuna ne derece önem verdiğini göstermekte... 

BİR TARİF/KEDİ DİLLİ KOLAY TİRAMİSU

MALZEMELER

Krema için:
  1. 2 çorba kaşığı un.
  2. 500 mililitre süt.
  3. 2 adet yumurta sarısı
  4. 1,5 çay bardağı toz şeker.
  5. 3-4 çorba kaşığı labne peynir.
  6. 1 paket vanilya.
  7. ISLATMAK İÇİN:
1 çay fincanı sıcak su,
2 çorba kaşığı hazır kahve,
2 çorba kaşığı tozşeker,
1 tatlı kaşığı kakao,
1 tatlı kaşığı Türk kahvesi.
Ayrıca badem likörü veya
konyak ilave edebilirsiniz.

KOLAY TİRAMİSU TARİFİ
Malzemelerin hepsi bir kapta karıştırılır
ve kedi dilleri bu karışımla ıslatılır.
Bir kat krema, bir kat bisküvi
ve üzerine tekrar bir kat krema konulur

ve kahve ile süslenir.

ZORLU HAYAT YOLCULUĞUMUZDA
 BELKİ BİRGÜN GEREKİR DİYE....
Bir Çin atasözüymüş..
YOLCULUK NEREYE?/KARADAĞ

Karadağ, Balkanlar'da bir ülkedir.
Doğusunda Arnavutluk ve Kosova,
kuzeyinde Sırbistan, batısında Hırvatistan,
Bosna-Hersek, güneyinde Adriyatik Denizi yer alır.
Başkenti, Podgorica'dır.
Anayasasında Karadağ "demokratik,
refah ve çevreci bir ülke" olarak tanımlanır. 
Montenegro ismiyle de anılan
Monte (Dağ), Negro (Kara),
Yugoslavya’nın 6 cumhuriyetinden biri iken,
bölünmenin ardından Sırbistan-Karadağ
olarak anılmaya başlayan Karadağ,
muhteşem kumsalları, yemyeşil dağları,
kartpostal görünümündeki tarihi kentleri ile,

Balkanlar'ın en sakin ve en güzel ülkelerinden biri.

MASALLAR/HİKAYELER/FIKRALAR/BİLMECELER

YÜZYILIN KURTARMA OPERASYONU

Olay 1985 yılında İran- Irak Savaşında geçiyor.
Savaşın en şiddetli olduğu zamanlarda
Saddam Hüseyin 18 Mart 1985’te,
bir gün sonra İran’a hava saldırısı başlatacağını ve
sivil yolcu uçaklarını da vuracağını açıklıyor.
Birçok devlet öncelikle mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde
vatandaşlarını İran'dan tahliye etmeye başlamış
fakat Tahran’daki Nissan Otomobil Fabrikası’nda çalışan
Başmühendis Janichi Numato’nun sorumluluğundaki
215 Japon mühendis ve teknik eleman grubu 
ise Tahran’dan çıkmayı başaramamış ve mahsur kalmışlardı.
Bunun üzerine Japonya'nın Tahran Büyükelçisi Yutaka Nomura,
Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla özel bir uçak istedi.
Fakat Japon havayolu şirketleri İran ve Irak'ın garantisi olmadan
uçmayı reddediyorlardı. Nomura, yakın dostu Tahran'daki
Türk Büyükelçisi İsmet Birsel'le görüşerek "Türk Hava Yolları,
Tahran'a özel sefer yapabilir mi?" diye sordu.

Büyükelçi Birsel, konuyu hemen dönemin Başbakanı Turgut Özal'a iletti. 

Özal tehlike nedeniyle tereddüt yaşadı.
Ancak eski dostu olan İtoçu firmasının
Türkiye şubesinde çalışan Takaşi Morinaga da aynı ricayı tekrarlayınca,
Özal kararını verdi. Kurtarma operasyonu için düğmeye basıldı. 
Saldırıya 25.5 saat kala Nomura'yı arayan Birsel, Özal'ın da onayıyla
ertesi gün THY'nin Japonlar için özel bir sefer düzenleyeceğini bildirdi.
Ankara'dan Tahran'a gidecek ve Japonlar'ı alıp Ankara'ya getirecek
kurtarma operasyonunun kaptanlığına Pilot Ali Özdemir seçildi.
Özdemir'e, THY'nin özel seferinde Pilot Koray Gökberk ile
8 kişilik uçuş ekibi eşlik edecekti.
Uçak, gece yarısı tüm hazırlıklarını tamamlayan ekip,
15 Mart 1985'te, günün ilk ışıklarıyla,TC-JAY tescilli,
"İzmir" adlı DC10 tipi uçakla yola çıktı.
Van'ı geçtikten kısa süre sonra Tahran Havalimanı'nın kapatıldığı bildirildi.
Kaptan Pilot Özdemir, geri dönmek için harekete geçerken
ikinci bir haberle havalimanının açıldığı bildirildi.
Tahran'a yönelen uçak, Saddam'ın "sivil uçakları vurma"
tehdidine rağmen Tahran Havalimanı'na ulaştı.
Kapısı açılır açılmaz, çocuk çocuk 215 Japon uçağa doluştular.
İran Kulesi'nin yönlendirmesiyle, THY uçağı 15 dakika sonra kalktı ve 
Saddam'ın açıkladığı saldırı saatinden sadece 3 saat önce İran'dan havalandı.
Toplam 9.5 saat süren yolculuğun ardından kaptan pilot Ali Özdemir'in yaptığı
''Welcome to Turkey'' (Türkiye'ye hoş geldiniz) anonsu
uçaktaki yolcuları büyük bir sevince boğdu. 

Özdemir, Japonya'da yayınlanan belgesel programda da uçağın kalkışı beklenirken
Patlama sesleri duyulduğunu belirterek,
'' Uçaksavar füzeleri uçağın 5 metre yakınından geçiyordu.
Yine de görevi kabul etmemek aklımızdan bile geçmedi.
Orada kalsalardı roket ya da bombayla havaya uçacaklardı.
Japonlara karşı Türk milleti olarak sempatimiz vardır.
Bu görevi seve seve yine yaparız'' diye konuştu.
OLAY 1999’DA YENİDEN GÜNDEME GELDİ
İran’dan kurtardığımız Japon’lar ülkelerine döndükten sonra
Turgut Özal’a bir teşekkür mektubu ile duygularını iletmişlerdi.
Bu olumlu tesir yıllar geçtikçe unutulmamış ve 14 yıl sonra 1999’da
Gölcük depreminde uçakta bulunan Satoru depremzedelere
yardım için 5 milyon yen toplayıp Ankara’ya teşekkürünü
gönderdiği gibi İtochu firmasından Morinaga’da,
tüm firma çalışanlarına depremzedelere destek verme çağrısında bulunmuştu.
(Muhammer Yıldız-Kokpit.aero)




GELECEĞE TEKRAR UMUTLA BAKABİLMEK....

GELECEĞE YİNE UMUTLA BAKABİLMEK AH NE BÜYÜK SAADET.....