Hoşçakal derken biraz da gülümseyelim istedim... Bunalıma giren bir rahip, bir ruh doktoruna gitmiş. Rahibi sabırla dinleyen ruh doktoru, demiş ki: - Bir doktor olarak sana şunları öneriyorum; birkaç gün için, üzerinden bu elbiseleri çıkar, alelade insanlar gibi giyin, büyük şehre git, keyfince yaşa. Doktorun tavsiyelerine uyan rahip, uçağa atladığı gibi Londra'ya gitmiş. Orada gününü gün eden rahip, güzel yemekler yemiş, güzel filmler, müzikaller izlemiş ve bir gece bir üstsüzler barına uğramış. Boş bir masaya oturan rahibin yanına bikinisinin sadece altını giymiş olan harika bir sarışın gelmiş ve sormuş: - Ne içersiniz muhterem peder? Panikleyen rahip, telâşla sormuş: - Rahip olduğumu nerden anladınız? Harika sarışın garson kız eliyle sus işareti yapmış, sağı solu kontrol ettikten sonra, rahibin kulağına eğilip şöyle demiş: - Sakin ol, aman kimseye çaktırma; Ben Rahibe Terasa. Benim doktorum da aynı!..: |
daha dünmüş gibi hatırlıyorum tatillerde babaannemin evine gidince ilk iş büyük bir merak ve heyecanla okurdum her sayfasını tek tek...
Blog Listem
9 Nisan 2021 Cuma
9 NİSAN 2021 CUMA ÇOK SOĞUK BİR NİSAN GÜNÜ....
2 Nisan 2021 Cuma
2 NİSAN 2021 CUMA SERİN AMA GÜNEŞLİ BİR BAHAR GÜNÜ...
Bugün Sabahattin Ali'nin ölümyıldönümü Ben de veda ederken onun bir şiiriyle hoşçakal demek istedim 1. Aldırma Gönül Aldırma Başın öne eğilmesin Aldırma gönül aldırma Ağladığın duyulmasın Aldırma gönül, aldırma
Dışarda deli dalgalar Gelip duvarları yalar Seni bu sesler oyalar Aldırma gönül, aldırma
Görmesen bile denizi Yukarıya çevir gözü Deniz dibidir gökyüzü Aldırma gönül, aldırma
Dertlerin kalkınca şaha Bir sitem yolla Allah'a Görecek günler var daha Aldırma gönül, aldırma
Kurşun ata ata biter Yollar gide gide biter Ceza yata yata biter Aldırma gönül, aldırma |
Sabahattin Ali 25 Şubat 1907'de Eğridere'de doğdu. 2 Nisan 1948, Kırklareli'de vefat etti. Türk yazar ve şairdir. Edebi kişiliğini toplumcu gerçekçi bir düzleme oturtarak yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve kendisinden sonraki cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını etkileyen bir figür hâline geldi. Daha çok öykü türünde eserler verse de romanlarıyla ön plana çıktı; romanlarında uzun tasvirlerle ele aldığı sevgi ve aşk temasını, zaman zaman siyasi tartışmalarına gönderme yapan anlatılarla zaman zaman da toplumsal aksaklıklara yönelttiği eleştirilerle destekledi. Kuyucaklı Yusuf (1937), İçimizdeki Şeytan (1940) ve Kürk Mantolu Madonna (1943) romanları Türkiye'deki edebiyat çevrelerinin takdirini toplayarak hem 20. yüzyılda hem de 21. yüzyılda etkisini sürdürdü.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
GELECEĞE TEKRAR UMUTLA BAKABİLMEK....
GELECEĞE YİNE UMUTLA BAKABİLMEK AH NE BÜYÜK SAADET.....
-
Bir bahar akşamı kursağında kaldıysa hevesin, incindinse en dirençli yerinden, hırsıza kilit dayanmadıysa ve heba olduysa emeklerin, düş...
-
BAŞSAĞLIĞI ve DİĞER TÜM YORUMLARINIZI TEK TEK OKUDUM BU ZOR DÖNEMİMDE BANA YORUMLARINIZLA DESTEK OLDUĞUNUZ İÇİN HERBİRİNİZE AYRI AYRI ...
-
Öylesine bir Çarşamba ofiste işler sakin bir yerden başlamak tekrar MERHABA demek istedim... Bu özel günde bile kadınla...