HİKAYELER/MASALLAR/ANILAR/FIKRALAR/BİLMECELER
BİR
HAYAT DERSİ 💖💚
Kahramanlarımızın
ilki, Paris-İstanbul arasında trenle mekik dokuyan genç bir Türk
işadamı.
Macaristan'da
genç bir bayanla tanışır. Evlenme teklif eder ve evlenirler.
İzmirli
işadamı, olayı ailesine açamaz. Macaristan'da bir kızı olur.
Kızına Nermin adini verir.
Nermin
büyümekte, Mustafa Kemal'in yaptıklarını, gazetelerden heyecanla
izlemektedir.
Baba
İzmir'de ölür. Aile, geçim sıkıntısına düşer.
14
yasındaki Nermin, Macaristan'da paralı olan öğrenimini sürdüremez
olur.
Mustafa
Kemal'in ülkesinde eğitim parasızdır.
Nermin,
baba yurduna gitmeye karar verir.
Annesinin
haberi olmadan Türk Büyükelçiliği'ne başvurur. Ona bir
pasaportla birlikte, eline durumunu açıklayan bir de Türkçe
mektup verirler. Bası sıkıştığında, derdini anlatamadığında
o mektubu gösterecektir.
Olayı
öğrenen annesi de ona destek verir. Üçüncü mevki bir tren
kompartımanının tahta sıraları üzerinde, günlerce sürecek bir
yolculuk baslar.
Tren,
Türkiye topraklarına girer. Gümrük memurları, elinde Türk
pasaportu olan ama Türkçe bilmeyen bu çocuğun durumunu çok
ilginç bulur, giriş izni de hemen verilir.
Öykü
uzun...
Küçük
Nermin, İstanbul'da bir yandan Almanca dersleri verirken öte yandan
Türkçe öğrenir. Mustafa Kemal'in parasız kıldığı eğitim
olanaklarından yararlanır.
İstanbul
Hukuk Fakültesi'ni bitirir. Gazetecilik yapar. Türkçenin
arkasından İngilizce ve Fransızca da öğrenmiştir.
Siyasal
Bilgiler Fakültesi'ne asistan olur. Çağdaş siyaset biliminin
Türkiye'ye girmesine öncülük edenler arasında yer alır.
Gün
olur, Türkçesinin bozuk olduğunu öne sürerek öğretim
üyeliğinden atılmasını isteyenler çıkar.
Tükenmez
bir enerji ve heyecanla, gençlere bir şeyler verme isteğini
yitirmez. Uluslararası toplantılarda Türkiye'yi, Türk kadınını,
Mustafa Kemal'i savunur, savunur, savunur...
Bir
oğlu olmuş, adını da Mustafa Kemal koymuştur...
Prof.
Nermin Abadan-Unat, Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki son dersini
bundan dört yıl önce verirken aralarında benim de bulunduğum bir
grup eski öğrencisi de sınıftaydı. Kimisi profesör, kimisi
doçent, kimisi çiçeği burnunda araştırma görevlisi. Deniz
Baykal da sonradan yetişmişti.
Son
dersin sonunda, nefes bile almaya korkarak dinlediğimiz yukarıdaki
yasam öyküsünü anlattı bize...
Ve
sözlerini şöyle noktaladı:
-
Ben yurdumu kendi irademle seçtim. Mustafa Kemal olmasaydı, belki
ben de olmazdım. Niçin Kemalist olduğumu, öyle sanıyorum ki
artik anlamışsınızdır.. .
Bakıyorum
da aradan gecen zamanda, ne Nermin Hoca'nın öyküsü güncelliğini
yitirmiş, ne de benim altına düştüğüm not...
Tıpkı
giderek daha güncel, daha gerçek, daha anlamlı olan Mustafa
Kemal'in kendisi gibi ! .."
Bazen
küçük bir hayat hikâyesi, binlerce kitaptan çok daha fazla şey
anlatır .....
Prof.
Dr. Ahmet Taner Kışlalı 1990
|