Blog Listem

21 Eylül 2022 Çarşamba

BİR HİKAYE ....


Sosyal medyada dolanırken denk geldiğim ve beğendiğim hikayeleri
sizlerle paylaşıyorum zaman zaman...Umarım beğenirsiniz...Sevgilerimle....

Bir gün, kurdun biri aç kalınca kasabaya inmiş.

Sütçünün süt çanağını devirmiş içmiş, fırıncının tezgâhından ekmeğini almış yemiş, kasabın vitrininden bir but kapmış mideye indirmiş.

Kasabanın tüm köpekleri toplanmış ve kurdu yakalamak için ardı sıra koşturmuşlar.

Kurt önde köpekler arkada, amansız bir kovalamaca, koşuşturmacadır devam etmiş.

Sütçünün köpeği yorulmuş takibi bırakmış.

Bir müddet daha geçince fırıncının köpeği yorulmuş kurdu takibi bırakmış.

En son kasabanın çıkışına yakın kasabın köpeği de pes etmiş ve geriye dönmüş.

Kurdun arkasında kala kala bir tek demircinin köpeği kalmış.

Kurt önde demircinin köpeği arkada amansız ve ısrarlı bir kovalamaca devam ediyormuş.

Artık kasabadan çıkılmış, kırlara varılmış ve tepelere doğru çıkılmaya başlanmış.

Kurt dayanamamış, durmuş ve demircinin köpeğine öfkeyle seslenmiş;

“Yahu arkadaş, sütçünün sütünü içtim, fırıncının ekmeğini yedim, kasabın etini kaptım, buna rağmen bunlar bile pes etti peşimi bıraktı.

Lan ben demirciye ne yaptım da peşimi bırakmıyorsun”.

Kurdun anlamadığı nedir?

Şudur:

Demircinin köpeği menfaat peşinde değil, sadece adalet peşinde.

Kurdun kafasındaki sistem karşılıklı menfaate dayalı kapitalist sistem.

Demircinin köpeğindeki ise evrensel hukuk;

“Seni cezalandırmam için bana zarar vermen şart değil. Sen başkalarına zarar verdiğin için suçlusun.” Diye düşünüyor demircinin köpeği.

O yüzden kurtlar, (iki ayaklılar dahil) demircinin köpeği gibi yalnızca hak peşinde koşanları asla anlayamayacaklar ve aptalca bulacaklardır.

Ama demircinin köpekleri de her zaman var olacaktır.

Olmalıdır.


 

8 yorum:

  1. Çok güzel kaleminize sağlık. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. saool süpermiş valla ne doğru :)

    YanıtlaSil
  3. Vay vay vay. Evrensel hukuk bu kadar sade anlatılabilirdi.

    YanıtlaSil
  4. Benim sevdiğim başka bir hikaye var kurt hakkında.

    Bir kurt, bir sürüye dadanmış. Acıktıkça sürüden bir koyunu kapıp karnını doyuruvermiş. Sürünün çobanı bu işe çok sinirlenmiş ve sonunda sinirini köpeğinden çıkarmış. Duruma içerlenen köpek, kurdu yakalamayı kafasına koymuş ve düşmüş kurdun peşine. Sonunda kurtla karşı karşıya gelmiş ve kızgınlıkla karışık sitem etmiş kurdun onu düşürdüğü durum için. Kurdun cevabı müthiş:

    - Benim ne olduğum başından sonuna bellidir kardeşim. Kurdum ben. Avlanmak doğamda var. Koyunlar, kuzular benden gelecek tehlikeyi bilir. Asıl ne olduğu belli olmayan senin sahibin olan o çobandır. Önce besler, bakar, büyütür sürüsünü; sonra en çok parayı verene gözünü kırpmadan satar her birini. Aylarca güven içinde olduğuna inanan sürünün asıl tehlikeden haberi bile yoktur aslında. Şimdi sen söyle bana açık açık düşman olduğunu bildiğin düşman mı iyidir yoksa dost sandığın mı?

    Ben düşman olduğunu başından bildiğim düşmanı seçerim. Kurt doğasına aykırı bir şey yapmaz aslında. Kim olduğunu saklamaz; olmadığı biri gibi davranmaz; neyse odur her zaman.

    YanıtlaSil

GELECEĞE TEKRAR UMUTLA BAKABİLMEK....

GELECEĞE YİNE UMUTLA BAKABİLMEK AH NE BÜYÜK SAADET.....