HİKAYELER/MASALLAR/FIKRALAR/BİLMECELER
LEYLEK
MEVSİMİ
Aylardan
hazirandı.
Leylek
yavruları yumurtadan çıkalı henüz bir ay olmuştu.
İrileşmişlerdi.
Ancak
hala uçamıyorlardı.
Yuvada
anne ve babanın getirdiği yiyeceklerle beslenmek zorundaydılar.
Marmara’da
sıcak bir ikindi vaktiydi.
Uludağ
zirvelerinden inen 6 kartal, Bursa Orhangazi'de bir leylek yuvasına
saldırdı.
Anne
ve baba leylekleri öldürüp, 4 yavruyu kaçırdılar.
Aradan
bir kaç gün geçti.
Yine
bir grup kartal, yine Orhangazi'de başka bir leylek yuvasına
saldırdı.
Ancak
bu kez yuva boştu.
Nasıl
haberleştilerse, leylekler yavrularını güvenli bir yere
gizlemişti.
Sonra
her yerden haberler gelmeye başladı.
Kartallar
gruplar halinde leylek yuvalarına saldırıyordu.
Bir
kaç gün sonra ülkenin dört yanından Bursa, Aydın ve Trakya'ya
yüzlerce leylek gelmeye başladı.
Aynı
şekilde kartallar da toplanıyordu.
İnsanlar
çevrelerinde leylek ve kartal sayısının olağanüstü arttığının
farkındaydı.
Gökyüzünde
bir hareketlenme vardı.
Bir
şeyler oluyordu.
Bu
kuşlar neden toplanıyordu?
Bu
neyin habercisiydi?
Leyleklerin
ve kartalların toplanması iki ay sürdü.
Aylardan
Ağustos'tu.
Aydın'da
Menderes deltasında inanılmaz bir savaş başladı.
Havada
amansız bir mücadele vardı.
Bir
tarafta leylekler, diğer tarafta kartallar.
Halk
başı yukarıda bu savaşı izliyordu.
Kartallar
güçlü pençeleriyle, leylekler de uzun gagalarıyla savaşıyordu.
İnsanların
gönlü leyleklerden yanaydı.
Köylüler
yaralanıp yere inen leylekleri tedavi etmeye çalışıyorlardı.
Nineler
yaralı leyleklerin başında dua ediyordu.
Hatta
Kızılay'ı göreve çağıranlar bile oluyordu.
Kimileri
ağaçlara tırmanıyor, yuvalardaki yavru leyleklere yiyecek
ulaştırıyordu.
Ülkenin
genelkurmay başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın bu savaşa müdahale
etmesini isteyenler bile vardı.
Ama
günler geçiyor, savaş sürüyordu.
İki
taraf da kayıplar veriyordu.
Daha
da ilginci hem leyleklere, hem de kartallara ülkenin değişik
yerlerinden sürüler halinde takviye geliyordu.
Herkes
birbirine soruyordu.
Bu
savaşı kim kazanacak?
Kartallar
güçlüydü ama leylekler sayıca üstündü.
Üstelik
daha organize idiler.
Genç
leylekler kartalları yoruyor, tecrübeli yaşlılar ise yorulan
kartala öldürücü gagayı vuruyordu.
Ayrıca
insanların yardımı nedeniyle leyleklek yerleşim birimlerine yakın
bölgelerde savaşıyordu.
Kartalların
savaşı ormanlık, dağlık alanlara çekmesine izin vermiyorlardı.
Her
yerden ölü ve yaralı haberleri geliyordu.
Sayıları
yüzlerle ifade ediliyordu.
Neyse
ki günler sonra savaş bitti.
Kazanan
sayıca üstün olan leyleklerdi.
Kartallar
bölgeyi terketmek zorunda kalmıştı.
*.
*. *
Bu
bir kurgu değil.
Bir
öykü de değil.
Zaytung
haberi hiç değil.
Yaşanmış
bir olay.
1934
yılında yüzlerce insanın izlediği ve Cumhuriyet dahil pek çok
gazeteye konu olmuş bir savaş bu.
Hatta,
o günlerde Türkiye'de bulunan New York Times gazetesinin
muhabirinin Amerika'ya bu haberi geçtiği söylenir.
Derler
ki, leyleklerin ve kartalların savaşı bir kaç yıl sonra Kara
Harp Okulu'nda havacılık dersinde işlendi.
İki
tarafın savaş taktikleri öğrencilere anlatıldı.
*.
*. *
Kıssadan
hisse.
Yıllar
önce yaşanan bu leylek ve kartal savaşı tarihi bir gerçeği
hatırlatıyor bize.
"Birleşenler
kazanır."
Kartal
güçlü olabilir.
Acımasız,
saldırgan olabilir.
Ama
unutulmamalı.
Kartalı
vuran, kendi tüyünden yapılan oktur.
|