Blog Listem

21 Ocak 2019 Pazartesi

21 OCAK 2019 PAZARTESİ YAĞMURLU ve SERİN BAŞLADIK YENİ HAFTAYA...

Yağmurlarımız devam ediyor...
Havamızazıcık ısındı gibi
Bugün gündüz 12
akşam ise 6 derece
civarı olucakmış...
akşam yemeğinde:
kuzu fırın-iç pilav-
kıvırcık salata-elmalı
 elmasiye
varmış haberiniz ola:)))
Yeni haftamız sağlıkla huzurla
 geçsin inşallah
karnelerine kavuşan çocuklarımıza
 harika bir tatil dilerim ...
öğretmenlerimize de tabii ki..

KANLI AY TUTULMASI

Güneş, Ay ve Dünya'nın peş peşe

dizilmesiyle oluşan tam Ay tutulması 

sabaha karşı izlendi.

Bütün dünyanın ilgiyle takip ettiği

Ay tutulması sabah saatlerinde başladı.

Türkiye’de özellikle batıdaki illerde

izlenebilen Ay tutulması Avrupa,

Afrika ve Amerika kıtalarından izlenebildi.

Ben kaçırdım vallahi hiç haberim olmadı...
Halbu ki sabah çok erken kalkmıştım
eşimi İstanbul'a
 yolcu etmek için
 haberim olaydı şöyle bir bakardım ben de ...

BAZEN BİZDEN HABERLER

Bu haftasonu doğumgünüyle başladı
doğumgünüyle bitti bizim vallahi

Benim cadının dün doğumgünüydü
perşembe akşamı önce kuzen ablalarıyla kutladı
 Sonra cuma günü sınıfta pasta kesildi
 bir arkadaşının daha doğumgünü olunca
annesi rica etmişti masrafları paylaşıp
 aldık pasta içecek ve diğer tuzluları.
 Aslında kriz var diye ben bu sene düşünmüyordum
ama  diğer annemiz  çok rica edince
 vardır bir hayır hadi bu sene de yapalım bari dedim
Hoş da oldu güzel vakit geçirdi çocuklar şükür...
Biz annelere de güzel bir anı kalmış oldu ...
Cumartesi akşamı da kurs çıkışı
temizliğine ve ortamına güvendiğim ve
nispeten hesaplı olan bir cafede aile büyüklerimiz
 ile Allah nasip etti de kutladık sağlıkla ...
Anlayacağınız  Bu haftasonu pasta dolu geçti
 ve benim kiloları çok merak ediyorum
 umarım tartıya çıkınca şok olmam diye dualar ediyorum...

BİR KİTAP


Pulitzer ödüllü Bülbülü Öldürmek

Amerika’nın güneyinde yaşanan

ırkçılığı ve eşitsizliği bir çocuk kahramanın,

Scout Finch’in gözünden anlatıyor.



BİR FİLM/ÇOK GÜRÜLTÜLÜ ve  ÇOK YAKIN


Oskar (Thomas Horn) dokuz yaşlarında,

zeki, meraklı ve keşfetme düşkünü bir çocuktur.

Babası (Tom Hanks),11 Eylül saldırısında

hayatını kaybedince, Oskar depresyonun

eşiğindeki annesi (Sandra Bullock) gibi

mutsuzluğa ve karamsarlığa kapılmaktansa,

babasının New York şehrinde kendisi için

bıraktığı bir iz, gizemli bir ip ucu aramaya başlar.

Elinde sadece dolaptan çıkan bir anahtar ve

keşfetme azmi vardır. 




BİR DEKORASYON/BİR MUTFAK
kırmız beyaz çok hoş olmuş.
TARİHTE İLKLER/İLK ASANSÖR

 Milattan önce 3. yy. da
Yunanlı bilim insanı Arşimet,
vinçe benzeyen ve yükleri kaldırmayı
sağlayan bir sistem yardımıyla
çalışan ilk asansörü icat etmişitir.
Bu makineyi köleler yüklenmekteydi.
Yolcu taşıyan ilk asansör,
1743 yılında Versailles Saray' nda,
Kral 15. Luis nin
özel dairesine
monte edilmişitir.

BİR MOTFİ/BİR FİKİR
kolay gibi sanki...

DÜNYAMIZIN NEŞESİ/SÜSLERİ
Uyku vakti önemli:))

HER GÜNE BİRAZCIK İNGİLİZCE

SAĞLIKLI YAŞAM/SAĞLIKLI BESLENME

BİR TARİF/SÜTLÜ PATATES

                                    MALZEMELER

12 adet orta boy patates
2 su bardağı süt
2 çorba kaşığı tereyağı
Yarım paket krema
1 tatlı kaşığı renkli tane biber
1 adet taze sarmısak
3 dal taze biberiye
1 çay bardağı rendelenmiş kaşar peyniri


YAPILIŞI

PATATESLERİ soyup yarım cm kalınlığında
yuvarlak halkalar halinde doğrayın.
Bir tencereye alıp üzerine süt,
tereyağı, krema, tane biber ve tuz ekleyin.
Ocağa oturtup yarı yarıya pişirin.
Tencereden alıp bir fırın kabına dizin.
Tencerenin dibinde kalan sütü üzerine gezdirin.
İnce kıyılmış sarmısak ve biberiye yapraklarını ekleyin.
Rendelenmiş kaşar peynirini serpin.
Önceden ısıtılmış 180 derece fırında
patatesler kızarana kadar pişirip
servis yapın.

YOLCULUK NEREYE/GÖKÇEADA


Gökçeada denince herkesin aklına

sokaklarında dolaşacağı Rum köyleri,

dibek kahve ve muhteşem sahilleri gelir.

Gökçeada’nın bilinen turistik yüzü bu.

Oysa adada birkaç gün zaman geçirerek

keşfe çıkanlar, bir anda farklı

bir ada görmeye başlayacaklar.

Gökçeada rüzgârlı havasıyla ünlü.

Bu özelliği yaklaşık 10 yıl önce fırsata dönüştü.

Güzelce Koyu ve Kefalos’ta hem rüzgârsörfü

hem de kite sörf yapılmaya başlandı.

Bu iki bölgedeki rüzgâr sörf için inanılmaz elverişli.

Gökçeada’da, Zeytinli Köyü’nde mutlaka sakızlı muhallebi 

yemeyi unutmayın... 

 Bademli kurabiye ise adanın en çok

rağbet gören ürünü. Tereyağı, un ve bademden yapılan

ve ağızda eriyen kurabiyelere, kurabiyeyi ile kez yapan

Efterpi Zguromali’nin (Efi) anısını yaşatmak

için Efi ismi verilmiş.

Gökçeada’da güneş en güzel Yıldız Koyu’nda ve

Tepeköy’de anıt çınarın olduğu yerde batar.

Her iki yerde de arka fon Semadirek Adası’dır.

Adaya gittiğinizde güneşi mutlaka 
buralarda batırın.


Zorlu Hayat Yolculuğumuzda
 Belki Birgün gerekebilir diye....

HİKAYELER/MASALLAR/ANILAR/FIKRALAR/BİLMECELER

BİR HAYAT DERSİ 💖💚

Kahramanlarımızın ilki, Paris-İstanbul arasında trenle mekik dokuyan genç bir Türk işadamı.
Macaristan'da genç bir bayanla tanışır. Evlenme teklif eder ve evlenirler.
İzmirli işadamı, olayı ailesine açamaz. Macaristan'da bir kızı olur. Kızına Nermin adini verir.
Nermin büyümekte, Mustafa Kemal'in yaptıklarını, gazetelerden heyecanla izlemektedir.
Baba İzmir'de ölür. Aile, geçim sıkıntısına düşer.
14 yasındaki Nermin, Macaristan'da paralı olan öğrenimini sürdüremez olur.
Mustafa Kemal'in ülkesinde eğitim parasızdır.
Nermin, baba yurduna gitmeye karar verir.
Annesinin haberi olmadan Türk Büyükelçiliği'ne başvurur. Ona bir pasaportla birlikte, eline durumunu açıklayan bir de Türkçe mektup verirler. Bası sıkıştığında, derdini anlatamadığında o mektubu gösterecektir.
Olayı öğrenen annesi de ona destek verir. Üçüncü mevki bir tren kompartımanının tahta sıraları üzerinde, günlerce sürecek bir yolculuk baslar.
Tren, Türkiye topraklarına girer. Gümrük memurları, elinde Türk pasaportu olan ama Türkçe bilmeyen bu çocuğun durumunu çok ilginç bulur, giriş izni de hemen verilir.

Öykü uzun...
Küçük Nermin, İstanbul'da bir yandan Almanca dersleri verirken öte yandan Türkçe öğrenir. Mustafa Kemal'in parasız kıldığı eğitim olanaklarından yararlanır.
İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirir. Gazetecilik yapar. Türkçenin arkasından İngilizce ve Fransızca da öğrenmiştir.
Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne asistan olur. Çağdaş siyaset biliminin Türkiye'ye girmesine öncülük edenler arasında yer alır.
Gün olur, Türkçesinin bozuk olduğunu öne sürerek öğretim üyeliğinden atılmasını isteyenler çıkar.
Tükenmez bir enerji ve heyecanla, gençlere bir şeyler verme isteğini yitirmez. Uluslararası toplantılarda Türkiye'yi, Türk kadınını, Mustafa Kemal'i savunur, savunur, savunur...
Bir oğlu olmuş, adını da Mustafa Kemal koymuştur...

Prof. Nermin Abadan-Unat, Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki son dersini bundan dört yıl önce verirken aralarında benim de bulunduğum bir grup eski öğrencisi de sınıftaydı. Kimisi profesör, kimisi doçent, kimisi çiçeği burnunda araştırma görevlisi. Deniz Baykal da sonradan yetişmişti.
Son dersin sonunda, nefes bile almaya korkarak dinlediğimiz yukarıdaki yasam öyküsünü anlattı bize...

Ve sözlerini şöyle noktaladı:
- Ben yurdumu kendi irademle seçtim. Mustafa Kemal olmasaydı, belki ben de olmazdım. Niçin Kemalist olduğumu, öyle sanıyorum ki artik anlamışsınızdır.. .

Bakıyorum da aradan gecen zamanda, ne Nermin Hoca'nın öyküsü güncelliğini yitirmiş, ne de benim altına düştüğüm not...
Tıpkı giderek daha güncel, daha gerçek, daha anlamlı olan Mustafa Kemal'in kendisi gibi ! .."

Bazen küçük bir hayat hikâyesi, binlerce kitaptan çok daha fazla şey anlatır .....

Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı 1990


15 Ocak 2019 Salı

15 OCAK 2019 SALI YAĞMURLU VE SOĞUK BİR OCAK GÜNÜ...

Hepimizin yeni haftası sağlıklı huzurlu
 bereketli ve keyifli geçsin inşallah...

Yağmurlar dün ara vermişti bugün yine başladı...
bugün gündüz 8 gece ise-2 veriyor
 vay be epey soğuk yarın bir de bembeyaz olmasın
İzmirimiz..şaka bir yana tepelerimiz hep karlı zaten
eh kar gördük mü gördük uzaktan da olsa diyelim bari..

"Türk şiirini dünyaya tanıtan şair" Nazım Hikmet'in
 bugün doğumgünü (15OCAK 1902 SELANİK)

" Romantik Devrimci" olarak da bilinen 
Nazım Hikmet siyasi düşünceleri yüzünden defalarca tutuklanmış
ve yetişkin yaşamının büyük bölümünü hapiste ya da sürgünde geçirmiştir.
Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır.

DÜNYAYI VERELİM ÇOCUKLARA

Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne

allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar

oynasınlar türküler söyliyerek yıldızların arasında

dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden


ölümsüz ağaçlar dikecekler  NAZIM HİKMET 

BAZEN BİZDEN HABERLER

Haftasonumuz önce eşimin
 ses kısıklığı için gittiği doktorunMR istemesiylekorku  dolu duygularla başladı neyseki sonra sahlep ve kış çayı ile ses kısıklığını geçirmeyi başardık ..
Ses tellerinin bazılarının oynamamasının sebebinin de (doktor yeni bir durummuş gibi söylemiş)halbuki  yıllar önce geçirdiği önemli bir ameliyattan kalan hasarlardan olduğunu anlayınca korkularımız geçti...Gerçi ben gene de MR çektirsin diye tutturuyorum ama evde beni dinleyen mi var..
Pazar günü de kızımı bir özel okulun bursluluk sınavına götürdüm...Kızları beklerken sohbet edelim çay kahve içelim diye annelerle oturduğumuz
pastanenin  önünden bir güzel arabamı çekmişler....Beklerken çıkayım açık bir kuaför bulursam bir fön çektireyim diye çıktım baktım ki arabanın yerinde yeller esiyor...
120 tl yi bastırınca arabayı geri aldım ama sinirlerim gep gep gerildi...
Daha bir de ayrıca ceza da gelebilir miş..Arabayı parkederken de içime doğmuştu
 ama arkadaşımın eşi birşeycik olmaz  burda deyince
basiretim bağlandı ...Zaten başıma ne gelirse genelde basiret bağlanmasından
geliyor ya neyse (bu basiret bağlanması da kendimekibar davranmak için bulduğum bir söz sanki kısaca salaklık desem kendi kendime ayıp olucak da)
İçimi döktüm azıcık sizlere umarım başınızı ağrıtmamışımdır..
Neyse Allah böyle gelip geçici dertler versin
 sağlıklar yerinde olsun da önemli olan o tabii ki...

1 dakikacık daha uzamış yaşasın...
fırtına varmış eyvah...

BİR FİLM/SPOTLIGTH

Spotlight, taciz olayıyla gündeme gelen bir kilisenin
kendini aklamaya çalışmasını ve bu tacizi aydınlatmaya
çalışan Boston Globe gazetesi yazarlarını konu alıyor.

BİR DEKORASYON FİKRİ
Minicik bir kapalı balkon
sade ve dingin bir ortam olmuş...

DÜNYAMIZIN NEŞESİ SÜSLERİ KÖŞESİ
Aşırı dozda sevgi içeriyor bu bölüm yine...

BİR MOTİF/BİR FİKİR

HERGÜN BİRAZCIK İNGİLİZCE

  • SAĞLIKLI YAŞAM/SAĞLIKLI BESLENME/IHLAMUR
  • * Ihlamur özellikle soğuk algınlığı grip,
  •  nezle gibi hastalıkların düşmanı. ...
  • * Ihlamur, metabolizmanızı güçlendirerek
  • vücut direncini artırır.

Zorlu Hayat Yolculuğumuzda Belki Birgün
 İhtiyacımız Olur diye...
BİR KİTAP
Philadelphia’da 2010 ilkbaharının ilk günlerinde,
hayatının otuz yılını parmaklıklar ardında geçiren
Agatha hapisten kaçar. Artık ellilerini sürmekte
olan bu kadının cezasını tamamlamasına kısa
bir süre kalmışken hapishaneden firarı,
başta FBI olmak üzere Amerikan emniyet
güçlerini harekete geçirir. Tüm bu karmaşadan habersiz,
sıradan hatta sıkıcı bir yaşam süren Milly’nin hayatı ise,
bu kaçak tarafından rehin alınmasıyla birlikte
hiç ummadığı biçimde değişir.

BİR TARİF/MIHLAMA/KUYMAK

Malzemeler: – 1/5 kg su –
3 su bardağı mısır unu –
250 gr tereyağı – 300 gr telli peynir
1 yemek kaşığı tuz
Yapılışı: Tereyağını pembeleşinceye kadar kızdırın,
üzerine su ve tuz ekleyin.
Soğuk suya mısır unu karıştırarak ilk karışıma ilave edin.
Koyulaşıncaya kadar kısık ateşte 15 dakika pişirin.
Üzerine 300 gr telli peynir koyun,
5 dakika daha kısık ateşte pişirin.

Sıcak servis edin.

TARİHTE İLKLER/ENLER/

Tarihte Bilinen İlk Futbol Maçı

Bugünkü anlamda oynanan ve futbola benzeyen
bir oyun, M.Ö. 500'lü yıllarda Çin de oynandı.
M.S. 4. yüzyılda Yunanlılar ve Romalılar, topa tekme atarak
belirli bir hedefe götürmeyi amaçlayan bir oyun oynadılaR.
Bu oyunda, topu ele almak da serbestti.
 Topu ele almak ve rakibe tekme atmak gibi yasaklar
1871 de uygulanmaya başladı.

YOLCULUK NEREYE?/KAZ DAĞLARI
Kaz Dağları, kendine özgün zengin doğası,
kültürel zenginlikleri, kanyon ve şelaleleri,
derin vadi ve nehirleriyle ekoturizm adına tam bir cennet.
Deniz, güneş, kum üçlüsü dışında tatil ve keşfetmenin
ülkemizdeki en güzel rotalarından birisi bana göre. 

Kalabalık tatil ortamlarından uzak, sakin,
huzurlu, dingin bir ortamda tatil yapmak
isteyenler için Kazdağları her mevsim
gidilebilecek bir coğrafya.
Şehrin korkunç havasından kurtulmak için yapabileceğiniz
en iyi şey Kazdağları’na kaçmak.
Zeytin bahçeleri, kızılçam ve daha da yükseklerde
meşe ve karaçam ormanlarıyla kaplı bu güzel coğrafya,
Ege’nin yakıcı sıcağından bunalanlar için tam bir kaçış yeri.
Öyle ki yaz ortasında bile geceleri serinlikten dolayı ürperiyorsunuz.

MASALLAR/HİKAYELER/BİLMECELER

Bundan yıllar önce, Bükreş’in yakınlarında Manol isimli bir kral yaşarmış. Kralın hayatında en değer verdiği kişi, kraliçesiymiş.

Kral Manol, bir gün aylarca süren bir savaşa gitmiş ordusuyla. Savaş süresince her gece rüyasında şimdiki sarayının yerine görkemli bir saray inşa ettirdiğini görmüş. Bu saray, kralda bir saplantıya dönüşmüş.
Kraliçesine kavuşmanın özlemiyle geçen bunca aydan sonra ülkesine dönen kral Manol, önce sevdiği kadının sıcak koynuna girmiş sonra da rüyasında gördüğü sarayın yapılması için emir vermiş. Sarayın inşaatı tüm hızıyla başlamış ve beklenenden çok daha kısa bir sürede tamamlanmış.
Ne var ki tamamlanan saray, sabah oluğunda bir yıkıntıya dönüşmüş. Kral Manol, sarayın başına nöbetçiler dikmiş, büyücüler çağırmış ama kâr etmemiş. Sapasağlam yapılan saray, belki onlarca gece, kimsenin anlayamadığı bir sebepten dolayı yıkılmış.
Kral Manol’un bir gece rüyasında gördüğü bir büyücü, “Kraliçeni öldür ve vücudunu parçalara bölüp sarayın duvarının harcına kat.
O zaman bu saray asla yıkılmaz” demiş. Kan ter içinde uyanan kral Manol, günlerce rüyasındaki büyücünün dediklerini düşünmüş.
Ve kraliçesini öldürmeye karar vermiş,
Sevdiği kadının parçalara böldüğü vücuduyla yeniden yapılan sarayın harcında gerçek bir aşkın kırıntıları olduğundan, bir daha asla yıkılmamış 
Kral Manol da muhteşem sarayının duvarları arasında kraliçesi için ağlayarak, yapayalnız geçirmiş ömrünün kalanını. 


10 NİSAN 2025 PERŞEMBE GÜNEŞLİ VE SERİN BİR BAHAR GÜNÜ

Uzun zamandır  içimden birşey paylaşmak gelmedi.. Ülkemizde yaşanan demokrasi adına utanç verici ve üzücü gelişmeler nedeniyle nefes alamadı...