 |
Ne şanslı çocuklarmışız..Atamız bizleri unutmamış...Ah şimdi çocuk olmak vardı yine.... Ne güzel kutlardık...Sınıflar süslenirdi...Şiirler şarkılar rontlar hazırlanırdı... Her anı ayrı bir keyifti mutluluktu... 23NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
|
 |
Doğanın ve ısınan havaların tadını çıkarabileceğimiz bir haftasonu olsun inşallah hepimize ... |
 |
Bugün"" DÜNYA GÜNÜ"" ymüş... Bizim nesil dünyanın kıymetini çok geç anladı sanki Umarım gelecek kuşaklar bozduklarımızı düzeltebilirler....
|
 |
Şahaneydi... Laikliği savunduğu için bilinmeyen güçlerce desteklenen örgütler tarafından evine bombalı paket gönderilerek katledilen Prof.Bahriye Üçok'un kısacık ömrüne neler sığdırdığını okurken hem hayranlık duydum hem üzüntüden kahroldum... |
Tam bir Meryl Streep hayranıyım..
Seyretmediğim filmi yok zannederken karşıma
çıkıverdi bu film.
Türkçe'ye 50 Cesur Kemancı olarak çevirilmiş.
Gerçek olaylardan yola çıkılarak çekilen film
sıcacık duygularla kalplere dokunan filmlerden..
Seyretmediyseniz haftasonu kaçırmayın derim...
Bir hikaye ile hoşçakalın...
SAKLANMIŞ ÖZGÜR KUŞLAR
Küçük kızın babası özgürlüklerin kısıtlı olduğu bir ülkede en ağır siyasi cezaların verildiği bir hapishane de mahkumdu. Her hafta sonu annesiyle birlikte babasını ziyaret için hapishaneye giderdi.
Bir ziyaretinde babasına vermek için özenerek bir resim yaptı ve yanında götürdü. Fakat kontrol esnasında yaptığı resim hapishane kurallarına göre uygun bulunmadı. Çünkü resimde çizdiği kuşların özgürlüğü temsil ettiğini düşünüyorlardı. Hapishanede özgürlük gibi düşüncelere yer yoktu. Bunun üzerine küçük kızın resmini oracıkta yırtmışlardı. Çok üzgün bir şekilde görüşmede babasına resim yaptığını ama izin vermediklerini söyledi. Babası da;
– Üzülme kızım, başka bir resim yaparsın. Bu sefer resminde çizdiklerine dikkat edersin, olur mu?
Küçük kız bir sonraki ziyaretinde babasına yeni bir resim yapıp götürdü. Bu sefer resimde kuşlar yoktu. Bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti. Bu sefer izin vermişlerdi. Babası resme keyifle baktı ve sordu:
– Hmmm! Ne güzel bir ağaç çizmişsin! Ağacın üzerindeki benekler ne? Elma mı bunlar?
Küçük kız babasına eğilerek, sessizce:
– Hşşşşt! O benekler elma değil, ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!..